IMDb: 7,1 / ÇYDb: 7,5
Bayadır beklediğim, fakat İzmir sinemalarına malesef gelmediği için izleyemediğim bir filmdi American Honey. Muhtemelen popülizmden uzak ve 3 saate yakın olması sebebiyle zarardan başka bir şey getirmeyeceğini düşündü patronlar. Haklı olabilirler. Bugün izleyebildim ben de. Garip, benim acayip ilgimi çeken bir film olduğunu söyleyebilirim.
Hikaye klişe ama anlatım biçimi, atmosferin ve oyunculukların doğallığı, diyaloglar ve özellikle de müzikler çok iyiydi. Müziklere aslında ayrı bir paragraf ayırmak bile gerekebilir ama kısaca playlist ve bu listenin filme yedirilmesi nefisti. Rol alan oyuncuların neredeyse tamamının profesyonel oyuncular olmadığı gerçeğini de (az önce öğrendim) hesaba katarsak aslında değeri artıyor bana kalırsa. Filmin çoğunluğu el kamerasıyla ve doğal ışıkla çekilmiş anladığım kadarıyla. Bu da doğallığına doğallık katmış.
Her şeyiyle enteresan bir film. Aslında baya uzun konuşmak istiyorum filmle ilgili. Ama tespit kasmak, filmi anlatmaya başlamak istemiyorum. Ağzımda çok hoş bir tat bıraktı. Filmde neredeyse hiç hareketlilik olmamasına rağmen 2 saat 43 dakika boyunca hiç sıkılmadım. Başka yaşamlara tanıklık ediyorsunuz filmde. O gençlerle hiç bir zaman çıkamayacağınız bir yolculuğa çıkıyorsunuz. İsteyip istemediği sorulmadan bu dünyaya gönderilmiş olan küçük insanların, küçük hikayeleri..
Amerika'dan Hollywood markajında olmadan da güzel filmler çıkabileceğinin kanıtı. Yaşasın bağımsız sinema!
1 yorum:
Modern Easy Rider. ABD'nin şımarık ama bir o kadar 'öteki' gençliği. Para, genel tanımla kapitalist sistemin toplumun her çarkına işlemiş. Zorlama kamera teknikleri, uzun süresiyle biraz sıkıcı hale gelse de 2016'nın iyi filmlerinden.
Yorum Gönder