Bir süredir gelse de gitsem dediğim filmlerden biriydi Neruda. Pek bileni yoktur, zaten Cinemaximum'larda falan girmedi vizyona. İzmir Özel Karaca Sineması'nda gittim izlemeye. Ki İzmirli herkes biliyordur ama oradaki filmleri yakın takipte olmanızı şiddetle tavsiye ederim. Neredeyse sıfır ticari kaygı, tamamen sanatsal ve ödüllü filmlere yer veriyorlar. Mükemmel bir sinema. Aynı şeyleri daha önce de söylemiştim, bir kez daha tekrar etmiş olayım.
Neruda kısaca; 40'lı yılların meşhur komunist şairi Pablo Neruda'nın, ülkesi Şili'de hain ilan edilmesi ve bir polis dedektifinin takıntıya dönüşen Neruda'yı yakalama isteğini konu alan biyografik bir film. Ama bu durum, kovalamaca ve Neruda'nın yaşantısı o kadar şairane bir dille anlatılıyor ki, türü sevenlerin tadını damağında bırakacak cinsten. Ben öyle sanatsal film aşığı bir adam falan değilim. Filme de sanat filmi demek abartı olur zaten. Anlatım sanatsal sadece. Ama ağır değil. Hatta sarkastik sahnelerle bolca tebessüm ettiriyor. Dahi zekasına sahip olan Neruda'nın bu kaçış sırasında aynı zamanda kötü özelliklerini de sıkça görürken, bütün film boyunca bir iç sesin filmi bize anlatışına da şahit oluyoruz. Bunun dışında herhangi bir biyografiye oranla sanatsal anlatımın dışında da farklılıklar gösteriyor. Örneğin ara ara seyircinin gerçeklik ve zaman algısıyla oynamayı tercih etmiş yönetmen. Biyografilerde hiç karşılaştığımız bir şey değil ama filmin şairane anlatımına ayrı bir hava katıyor kesinlikle.
Tümünün toplamında ve harika oyunculuklarla birlikte çok lezzetli bir film çıkıyor karşımıza. Özellikle yönetmen hakikaten şov yapmış. Anlatıma korkunç varyasyonlar katmış. Film boyunca hayranlıkla izledim icraatlerini. Herkese değil ama yavaş ilerleyen, özel film izlemeyi sevenlere şiddetle tavsiye ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder