30 Kasım 2015 Pazartesi

Stroomtrooper

G.O.A.T.


Ve Kobe, resmi olarak bu sezon sonuna basketbolu bırakacağını açıkladı. Basketbol tarihinin gelmiş geçmiş en büyük oyuncusu, bir daha parkeye çıkmayacak. Genzimde buruk bir tat, daha dünmüş gibi gözümün önünden geçen insanüstü performansları, bir daha hiç bir basketbolcuyu bu kadar sevemeyeceğim gerçeği.. Hepsi sırtımda yük şu an.

Basketbol, bir daha hiç bir zaman aynı tadı vermeyecek.

XIII

25 Kasım 2015 Çarşamba

Whiteside

22 Kasım 2015 Pazar

"Özgün" film demişken..


10 gün sonra Amerika'da Chi-Raq (şay-ræk) diye bir film vizyona giriyor. Türkiye'de girmez muhtemelen. Yunan komedya yazarı Aristofanes'in Lysistrata isimli tiyatro oyununun perdeye ve günümüze uyarlanmış hali.. Yunan, komedya, Aristofanes, tiyatro.. Bunları duyunca son derece sıkıcı ve ilgiden uzak geldiğinin farkındayım fakat fragmanı izleyince aynı düşünmeyeceğinizden de eminim.



Ben de ilk olarak şans eseri fragmanı izleyerek kapıldım filme. Filmdeki ortam, oyuncular ve diyaloglar fazlasıyla ilgi çekici. Bol zenci, bol "backstreet" lehçeli diyaloglar, bol tabanca, Samuel L. Jackson, Nick Cannon ve yönetmen Spike Lee.. Herkesin seveceği tarzda olmayabilir ama ben çok merakla ve heyecanla bekliyorum açıkçası.

The One I Love


İzlediğim en enteresan filmlerden biri olabilir. Bir karı kocanın sorunlarını anlatan, sıradan bir romantik-komedi zannederek izlemeye başladım ama çok tuhaf olaylar olmaya ve film zannetiğimden daha eğlenceli bir hal almaya başladı. Eğlenceli dediğime bakmayın, filmin neredeyse tamamı durağan ama çok değişik bir algıda ilerlediği için içten içe eğleniyorsunuz.

Mükemmel bir film olmayabilir ama hiç sıkmayan, gayet keyifli ve kesinlikle özgün bir film. İzlenesi.

21 Kasım 2015 Cumartesi

"Şımaracak kimsen olmayınca.."


"..hayat seni kocaman bir adama çevirir."

Sanatsal Sapık #33


20 Kasım 2015 Cuma

Gelse de gitsek..

Reyis'in yeni filminin vizyona girmesine 2 aydan az bir süre kaldı. Yine efsane bir Tarantino imzası bizi bekliyor, oyuncu kadrosu ve fragmandan anlaşılacağı üzere.
Tarantino'nun sekizinci filmi olan ve filmde sekiz "nefret dolu" adamın hikayesini konu alacak olan The Hateful Eight, Türkiye'de Sekiz (8) Ocak'ta (burası tesadüf) vizyona girecek.  Yalnız filmin süresi tam 2 saat 50 dakika. Benim için sorun yok, hatta daha iyi bile ama sinemada bu nasıl yayınlanacak merak ediyorum. Çok uzun yıllardır bu kadar uzun bir film geldiğini hatırlamıyorum. Umarım vizyona sokmama gibi bir gaflete düşmezler.
Trailer

Atatürk'ün başarısının sırrı?



Savaşlar biter, zafer kutlamaları yapılır. Yabancı bir gazeteci Mustafa Kemal'e başarısının sırrını sorar ve şu efsane yanıtı alır;

 Ben bu yaşıma kadar cebime giren her 2 kuruşun 1 kuruşuyla kendime kitap aldım. Başarımı buna borçluyum. 

Kendisi, dünya tarihinde başarısını okumaya borçlu olduğunu söyleyen tek devlet lideridir. Cephelerde, savaş sırasında bile sadece okumakla kalmayıp, askerlere dahi kitap okuttuğu bilinir. Silah sandıklarını boşalttırıp, içlerine kitaplar doldurup savaş cephelerindeki çadırlara gönderttiği bilinir. Ve şimdi biz ne yapıyoruz? Okumuyoruz.

Atatürk'ün en büyük mirası "okumak". Peki Atatürkçüler okuyor mu? Hayır.

Kuran-ı Kerim'in ilk emri "oku". Peki müslümanlar okuyor mu? Hayır.

Sunay Akın'ın yukarıdaki Atatürk fotoğrafıyla ilgili bayıldığım bir deyişi vardır;

 Elimde olsa ülkedeki bütün okulların girişine, kitapların ilk sayfasına bu fotoğrafı asardım. Bakar mısınız, bundan daha güzel bir tarih fotoğrafı olabilir mi? Bütün başarısını okumaya borçlu olduğunu söyleyen Mustafa Kemal Atatürk, oturmuş kitap okuyor. 

19 Kasım 2015 Perşembe

The Descendants


Biraz tebessüm, biraz dram, biraz sinir, biraz herkes, biraz George Clooney.. Efsane değil ama son derece sıcak ve güzel bir film. 

Clooney'nin kızı rolünü The Fault in Our Stars'daki kız* oynuyor. Güzel de bir kızcağız. İleride büyük oyuncu olabilir. Oyuncu potansiyel değerlendirmesi konusundaki scouting başarılarımı eski blog takipçilerim anımsayacaktır. Yeniler de anımsamak istiyorlarsa buradan buyursunlar.

Eyvallah.

Everybody loves B&W

18 Kasım 2015 Çarşamba

Birdman


Herkesin seveceği tarzda bir film olup olmadığı konusunda şüpheler taşıyor olabilir. Farklı bir film. Ben ayıla bayıla izledim. Biraz sanatlı, bol diyaloglu, ilgi çekici ve kesinlikle etkileyici. Muazzam bir yapıt olmuş. Oyunculuklar tek kelimeyle şahane.

"Sanat filmi" muamelesi yapanlar olmuş Ekşi'de falan, alakası yok. Uzaktan yakından alakası yok hatta. Sadece içinde azıcık sanat var. Daha açık konuşmak gerekirse "tiyatro" var, o kadar.

Yine, yeni, yeniden..