26 Ağustos 2019 Pazartesi

Bir Zamanlar Quentin Tarantino


Selam. Özlemişim yazmayı. Aslında buranın geçmişine ihanet ediyorum bazen galiba. İçimden geldiği zaman günlük gibi içimi neden dökmüyorum ki? Eskiden farklı bir şey mi yapıyordum sanki? Neyse, hoş bulduk.

3 senede bir beyaz perdeye lûtfeden sayın Tarantino hazretlerinin son filmi The Hateful Eight hakkında bir şeyler yazmıştık zamanında. O filmin üzerinden çok geçmeden de Once Upon A Time In Hollywood'un duyurusu ve 2019'da çıkacağı bilgisini almıştık. Kadroda Leonardo DiCaprio, Brad Pitt, Margot Robbie, Al Pacino, Kurt Russell'ın falan olacağını öğrenince zevkten dört köşe olmuştum. Muhtemelen Tarantino'nun gelmiş geçmiş tüm filmleri içinde en "şampiyonlar ligi" diyebileceğimiz kadro. 3 senedir büyük merakla izlediğim filmi dün izlemeye gittim. Peki beklentilerimi karşıladı mı?

Öncelikle.. Blog'un eski okuyucuları biliyorlar zaten. Tarantino'ya hayranlık değil, bildiğin sapkınlık falan besliyorum. Açık ara en sevdiğim yazar ve yönetmen. Her filmini en az 3-4 kez, bazılarını 10 kez falan izlemişliğim var. Sadece tamamen kendisine ait olan önceki 8 filmi değil, yazar olarak da dahil olduğu her yapıma (True Romance, From Dusk Till Dawn, Natural Born Killer, Four Rooms vs.) dehşet bir hayranlık besliyorum. Dolayısıyla, kadronun da etkisiyle (ki hepsini çok severim) bu filmden beklentim oldukça yüksekti. Ki bir önceki filmi The Hateful Eight'i beğenmeyen ve sıkıcı bulan bir çok kişi olmasına rağmen, aksine tam olarak Tarantino tarzı bir film olduğunu düşündüğüm için bayılmıştım. 5 kez falan izlemişimdir. Peki bu film aynı etkiyi yarattı mı? Uzatmadan ve üzülerek cevap vereyim; Hayır :(

Yani bunu söylemek benim için üzücü bile değil, yıkıcı. 30 yaşındayım. Kendimi bildim bileli film izliyorum. Bir gün bir Tarantino filmi için, beğenmemek demeyelim de, beklentilerini karşılayamayacak deselerdi götümle gülerdim heralde. Az sonra söyleyeceklerimi "son 20 dakika hariç bok gibi film"ci Ekşi Sözlük tayfa ile karıştırmayın lütfen. Onlar Avengers tayfa. Hareketliliği iyi film zanneden tayfa. Benim derdim filmin ilk 2 saatinin durağan olması, bir numarasının olmaması değil. Genel olarak bir kopukluk var filmde. Hikaye anlamsız diyemiyorum, çünkü hiç bir Tarantino filminde net ve amacı olan bir hikaye olmadı zaten. Aksine hikaye anlamlı hatta. 60'ların Hollywood'u, gerçek karakterlerin mizanse edilmesi falan, işin o kısımları gayet eğlenceliydi. Ama anlatımda aksaklıklar ve keyfi sarkmalar vardı. Tarantino, biraz DiCaprio'ya oyunculuk şov yaptırmış, Brad Pitt'in karizmasını ön plana koyup onu cool bir karakter olarak sevdirmiş, Margot Robbie'yi şirinlik ve güzelliğiyle ön plana koymuş ama hiç bir sahnede Brad ve Leo'yla yan yana koymaması bence hata olmuş. Setteki diyaloglar, Bruce Lee ile dövüşülen sahne, çiftlik sahnesi, Brad Pitt ile hippi kızın diyalogları ve filmin sonu tam Tarantinocaydı. Filmin en keyifli anlarıydı.

Filmin özeti bence şöyle; Tarantino, şampiyonlar ligi olan ekibi de toplayıp, gişeden de emin olunca resmen canının istediği gibi, tamamen kendini tatmin etmek için bir film çekmek istemiş. Filmin başka açıklaması olamaz. Kendini zerre kanıtlama ihtiyacı olmayan, istediği zaman istediği kadroyu ve yapımcıyı yanına alabilecek olan bir adamın, tamamen paşa gönlüne göre çektiği bir filmi izledik. Keyifli yerleri vardı, sıkıcı yerleri vardı (ki bu daha önce herhangi bir Tarantino filminde yaşadığım bir deneyim değildi). Kötü bir film miydi? Hayır değildi. Ama beklenti doğrultusunda hayal kırıklığıydı benim için. Puan vermem gerekirse 7 diyebilirim.