3 Şubat 2016 Çarşamba

Lanet olası sapık din adamları


Son dönemde ülkemizde de fazlasıyla gündeme gelen, din adamlarının cinsellikle alakalı konularda saçma sapan fetvalar vermeleri üzerine bu filmi izleyince aklıma böyle bir başlık geldi. Üstelik bu tür şeylerin sadece müslümanlıkta olmadığını, bütün dinlerde ve din adamlarında görülebildiğini daha yakından, kanıtlarıyla öğrenmiş olduk. Benim gibi din ve dinle ilgili hiçbir şeyden hoşlanmayanların nedenlerinden çok ufak bir tanesini onaylar nitelikte ayrıntılar içeren bir film olmuş.

The Big Short'tan sonra, tüm dünyayı yakından ilgilendiren ve yaşanmış bir olayın daha böylesine güzel bir şekilde film haline getirilmiş olmasına çok sevindim. Konusu ve içeriği itibariyle zaten çok sert bir film. İşlenişi, ilerleyişi, oyunculukları ve sürükleyiciliğiyle de gerçekten muazzam olmuş diyebilirim. Henüz Carol ve The Danish Girl'ü seyretmedim ama şu ana kadar izlediklerim içinde, yılın en iyi filmi diyebilirim. En iyi film dalında da Oscar favorim. The Revenant'ta elbet görsel olarak çok daha fazla "şenlik" var ve bütçe olarak çok daha büyüktür eminim, ama bu filmde görsellik ve paranın yanı sıra korkunç bir emek var.


Bu arada filmde dikkatimi çeken bir güzellik var. Film boyunca siması yabancı gelmemişti ama çıkaramamıştım. Rachel McAdams. Daha önce bir çok filmde oynamış ama Southpaw ve About Time filmlerindeki rolleriyle aklımda kalmış sanırım. 38 yaşında olduğunu öğrenince de baya bir şaşırdım hatta.

Yazının başına dönersek, şöyle bir durum var.. Her ne kadar koskoca Amerika'da, medeniyetin beşiğinde bu olaylar yaşanmış ve ört pas edilmiş olsa dahi, en azından sonrasında aylarca haberi yapmaya, kanıtları toplamaya ve mağdurlarla iletişime geçmeye çalıştıklarında herhangi şiddet içeren bir baskı görmüyorlar. Türkiye'de veya herhangi bir müslüman ülkesinde aynı şeyler olsa o gazeteciler ya hapse atılır, ya öldürülür ya da belli bir tehtid karşılığı susturulur. Burası çok net.

Bu ifadeyi çok seviyorum; yumruk gibi film.

Hiç yorum yok: