23 Şubat 2017 Perşembe

And the oscar goes to "2016"


2017 Oscar Ödülleri, bu Pazar günü sahiplerini bulacak. Ben de Türkiye'de henüz vizyona girmeyen Fences ve Hidden Figures hariç hepsini izledim, "best picture" adaylarının.. Burada tek tek kategori değerlendirmesi, tahminler falan yapmayacağın elbette. Sevmediğim işler. Sadece özet tarzında, uzun sürmeyecek, genel bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Öncelikle geçen gün Moonlight'ı da izledikten sonra kesin olarak karar kıldım ki, bu yılki Oscar filmleri geçen senenin çok gerisinde. Geçtiğimiz sene gittiğim her filmden tatminkar ayrılımıştım. Bu sene ise beni gerçekten etkileyen tek film Lion oldu açıkçası. Özellikle Jackie, Manchester By The Sea ve Moonlight abartılı övgülerin hiç birini hak etmiyorlar. Hepsi güzel dram filmleri, o kadar. Bu Cuma vizyona girecek olan Hidden Figures'ün de güzel olacağını tahmin ediyorum ama aşırı bir beklentim yok. La La Land'in de abartıldığını düşünüyorum. Ki büyük ihtimal Golden Globe'da olduğu gibi, Akademi Ödülleri'ni de domine edecek.

Dönelim geçen seneye.. Mad Max, The Revenant, Spotlight, Room, The Hateful Eight, The MartianThe Big Short.. Hepsi 8+ puanlık muhteşem filmlerdi. Hepsi ayrı ayrı haftalarca konuşuldu. Onların bir tık altında kalan The Danish Girl bile bu seneki dram filmlerinin hepsinden daha güzeldi bence. Ki daha, Bridge of Spies, Brooklyn, Carol, Sicario gibi filmler var. Yine hepsi harika filmlerdi. Geçtiğimiz seneye damga vuran filmlerle bu seneye damga vuran filmler arasında bence fark değil, adeta uçurum var.

Kısaca bu seneki filmlerin genelinde gördüğüm "görece" düşük seviyeyi, özellikle geçen senenin Oscarlık filmlerine nazaran olan ciddi zayıflığı belirtmek istedim. Bu seneki filmleri ödüllerden bağımsız, çıplak gözle izlediğimizde hepsi güzel filmler ancak 2016'nın yanına bile yaklaşamazlar.

Hiç yorum yok: