30 Haziran 2009 Salı

Fedex, almaya gidiyor...


Roger Federer'in aslında geçen seneki Wimbledon'dan bu yana süregelen bir hikayesi var, şu an bulunduğu durumu anlatan... Yıllardır 1 numara olan Roger, geçen seneki Wimbledon'a da favori olarak başlayıp öyle devam etmişti. Finale kadar hiç set vermeden, 3-0'lık hayvani seriler ile gelip, unutulmaz finalde Rafael Nadal'a boyun eğmek zorunda kalmıştı.

O günden sonra hiçbir şey istediği gibi gitmedi Federer için. Saçma sapan noktalarda turnuvalara veda etmek zorunda kaldı birkaç defa, 1 numarayı Nadal'a kaptırdı. Oysa biz Federer'i mental açıdan bir King Kong bilirdik. Geriden gelerek en çok oyun alan adamdı o. Ama çok bariz ki, 5 yıldır üst üste aldığı o kupayı kaptırmak psikolojik açıdan etkilemişti paşayı. O dönemden bugüne kadar yine şampiyonluklar yaşadı, Nadal da yaşadı. İlginç şekilde elendiği oldu, Nadal'ın da oldu. Ama git gide kendini toparladığına şahit olduk Fedex'in.

Ama bir buçuk ay önce, Madrid'de işler birazcık değişti. Federer yaklaşık 1 yıl sonra Nadal'ı kendi seyircisinin önünde, hem de en iyi olduğu toprak kortta 2-0 yenerek şampiyonluğa uzanıyordu. Ardından Roland Garros'da, Nadal'ın çeyrek finale çıkamadan elendiği bir ortamda, Nadal'ı bizzat eleyen Robin Soderling'i finalde 3-0 yenerek bir Grand Slam şampiyonluğuna daha imza attı. Tabii belirtmekte fayda var, özellikle son turnuvada Nadal'ın kendisini rahatsız eden sakatlıkları olduğu biliniyordu.

Federer için değişen bir şey var mıydı? Teorik olarak hayır. Hala o öldürücü vuruşları, sakin oyunu devam ediyordu. (..) Nadal defalarca Federer için tarihin en iyisi olduğunu, ondan çok şey öğrendiğini, onun kendisine çok şey kattığını hayranlıkla ve tüm samimiyetiyle dile getirmişti. (..) Konuya geri dönüyorum. Ama pratik olarak bence değişen bir şey vardı. Nadal da Federer'e bir şey katmıştı. Federer mecburen bunu oyununa eklemek zorunda kalmıştı. Nadal'ın Federer'i sürekli yormaya yönelik oyunu, paşaya mutlaka ki katmıştı bir şeyler. Artık Federer'i çok daha fazla yatay ve dikey koşuşturmalar içinde görebiliyoruz. Basketbolda hustle denilen oradan oraya atlama, koşma olayı ilk başta Nadal'ın mükemmeliyetinde vuku bulmuştu bizim için. Federer de bu özelliği zorla üzerine yapıştırmak zorunda kaldı, Nadal'la yaptığı 5 kilo kayıplı müsabakalarda.

Neyse...

Ve 1 yıl sonra tekrar geldik o muhteşem merkez korta. Wimbledon 2009'un en bomba haberi, Nadal'ın sakatlık dolayısıyla katılamayacağını açıklaması oldu. Bu rekabet anlamında tenissever için buruk bir haberdi elbet ama Federer için de muazzam bir şans anlamına geliyordu. Kısacası... Fedex, eğer Wimbledon'ı şampiyonlukla tamamlarsa 1 yıl sonra tekrar zirveye oturacak. Ve rekabet muhtemelen daha da sıcak bir hal alacak.

Peki ilk 3 turu tamamlanan Wimbledon'da neler oldu? Federer 3 turu, sadece 1 set vererek geçti ve dördüncü turda, en son Garros'da yendiği Soderling ile karşılaşacak. Bu kez çok kararlı. Ve sanırım onun elinden bu şampiyonluğu almak çok zor olacak.

Turnuva devam ettikçe yazarım ara ara.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

bu kez kimse durduramaz fedexpress'i.