26 Mayıs 2009 Salı

Sinema, sinema...

Son zamanda, daha doğrusu blog aradayken izlediğim bazı filmleri yorumlayacam. İzlemeyenler en azından fikir sahibi olup izleyebilirler. Son zamanda herkesin usta birer film eleştirmeni tadında yaptığı eleştrilere de iyice fitil olmaya başladım. Bütün millet öyle bir film kültürüne sahip ki, hiçbir filmi beğenmiyorlar. Cast'ı beğenmezler, beğenseler senaryo yetersizdir, senaryo iyidir ama oyuncular kötüdür, çok iyi oyunculardır ama senaryo zayıftır.. Kesin bir eksiklik vardır. Ben o kadar master değilim valla, kusura bakmayın. Güzel olanı beğendim derim, beğenmediğimi de söylerim. Flimlerde spoiler yoktur, rahat olun. Türk filmlerinden başlıyorum...

Güneşin Oğlu (8 Puan)

Çok farklı bir yapısı var. Güzel film. En azından baştan sona kadar ilgi çekiyor fena halde. Türk Sineması standartlarında çok kaliteli yapım olmuş. Bazı yerlerde kafa karıştırsa da gayet sarıyor, gayet eğlenceli, keyifli ve gerçekten farklı bir yapım. İzlemeye kesinlikle değer.


Aşk Tutulması (7,5 Puan)

Aynen çok eğlenceli ve yine farklı bir film. Romantik-komedi denen türün Türk Sineması'na uyarlanmış biçimi. Galatasaraylılar muhtemelen birçok sahnesinden çok hazetmeyecektir ama filmin güzelliği hatrına tahammül edilebilir.


Issız Adam (9 puan)

Valla beğenmeyenler de çok, beğenenler de... Dediğim gibi ben o kadar derin düşünemiyorum arkadaşım. Bizim standartlarımızda olağanüstü film. Sonu da dağlıyor. Bayıldım.


Harold And Kumar 1 &2 (7,5 puan)

Aslında ikinci film de ilk film kadar güzel olsaydı çok daha yüksek puan verebilirdim. Harika derecede hareketli, eğlenceli ve komik bir film. Deuce Bigalow serilerini hatırlattı bana. Go To White Castle isimli ilk filmle birlikte iki arkadaşın White Castle adlı bir hamburgerciye gidiş maceralarını ve Escape From Guantanamo Bay ile de aynı maceranın devamını anlatıyorlar. Muhteşem. Söylenene göre üçüncüsü de geliyormuş.


One Last Thing (7,5 Puan)

Bunalım eşliğinde eğlenceli devam eden yine ilginç bir film. Kanserden ölmek üzere olan bir çocuğun son isteği biraz tuhaf olunca macerası da ilgi çekici oluyor. Yine kesinlikle izlendiğine pişman olunmayacak bir film olmuş.


Sliding Doors (9 Puan)

Muhtemelen tarihin en underrated (hakettiği değeri görememiş) filmlerinden biri. Anlatmak mümkün değil ama Closer'ı hafiften anımsatıyor. Aşk ve dram sevenler izlemeden ölmesin diyorum sadece. Muhteşem bir film daha...

Slumdog Millionaire (9 Puan)

Zaten yeterince övgüyü Oscar Töreni'nde aldı. Üzerine daha fazla edebiyat yapmak lüks olur. İzleyin, izlettirin demekten başka birşey yaraşmaz bana.

* * *

Eyvallah. Sizin de izlemeye değer filmleriniz varsa önerilere açığım...

9 yorum:

Spicoli dedi ki...

Yakın zamanda izleyip bayıldığım ilk aklıma gelenlerden; Miller's Crossing, Das Leben Der Anderen, Girl İnterrupted, Kolme Viisasta Miestä, Primal Fear ve Karaula. Hepsini gönül rahatlığıyla öneririm. İzlenmediyse. Nefis filmler.

Adsız dedi ki...

In Bruges'i izlemediysen kesin izle...

Enes dedi ki...

Bütün yorumlara katılmakla beraber Issız Adam'ın 9 aldığı yerde Slumdog Millionaire daha fazla not almalı... Ya da Slumdog Millionaire gibi bir film 9 alıyorsa Issız Adam daha az almalıydı diye düşünüyorum :)

Issız Adam'ında sonu Çağan Irmak'ın aklına gelmiş ve baştan yazılmış, üstüne de senaryo düşünülmüş gibi bir düşüncem var. Çünkü filmin gidişatı çok da kaliteli değildi... Sonuyla ilgi çekti herkesçe...

Eline sağlık.

Çağlar dedi ki...

Yok ama dikkat ettiysen yazıda hep "Türk Sineması'na göre" türü ifadeler kullandım. Yani Türk filmlerini kendi içinde puanlıyorum sayılır. Bilmem yeterince açık olabildim mi...

Enes dedi ki...

Öneri kısmını yeni gördüm, double post yapacağım :)

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Memento, Donnie Darko, Felon, Tais-Toi! (Dost musun? Düşman mısın?), The Prestige...

Şu an aklıma gelenler bunlar... İzlemeden lütfen ölmeyiniz bu filmleri :) Ayrıca son dönem filmlerinden Benjamin Button ve Fast and Furious 4'ü oldukça beğendim....

Spicoli dedi ki...

Ha bir de unutmadan, Slumdog Millionare'i çok beğenenler bir de Cidade de Deus'a şans tanımalılar.

Mehmet Dinler dedi ki...

Issız adam'ın konu falan herşey güzeldi sonu çok iyiydi özellikle ama çoğu Türk filmini oyunculuklar hatrına seyredersin bunu oyunculuklar yüzünden yarıda bırakasın geliyor.

Slumdog Millionaire benim gözümde 10 üzerinden 15 :D

Senin tercihlerin tabi ki ve açıklamışsın nedenlerini güzel olmuş. İlk filmi seyretmemiştim bi bakayım ona... :D

CaRtMaNtR dedi ki...

Ben Güneşin Oğlu'dan son kısma takıldım. O yaşlı kadın hakkındaki gerçeğin anlaşılması kısmında çok fazla bariz bir şeyi çok anlaşılmaz gibi göstermişler onun dışında senaryonun seyri cidden ilginçti. Kısa hikayelerden oluşuyor gibiydi. Yanlız Özgü Namal's seksi kadın imajı yakışmıyor pek :D

Tavsiye kısmına gelirsek Watchmen son dönemlerde izlediğim ve en şiddetle tavsiye edeceğim film olacak sonra Crank 2 ilk film gibi olmamış olsada rahatlıkla seyredilip vakit geçirtiyor. Fast Furious 4 beklediğimden daha iyi bir filmdi o seride yeniden hareketlenecek gibi. Bedtime Stories'de klasik bir Adam Sandler filmi olması nedeniyle izlenir bence. Farklı az duyulmuş bir şey tavsiye edeyim dedim ama aklıma bir tek biraz ağır giden bir film olan Franklyn geldi. En önemli artısı Eva Green filmin :D

Adsız dedi ki...

Bana kalırsa ki; bilenleer bilir sinemadan kafam çıkmaz benim, Güneş'İn Oğlu mutalaka izleyinlerde bir film değil...

Aşk Tutulması, ise yerli bir romantik komedi ve Fahriye Evcen'in iyi oyunculuğuyle göze giriyor...

Issız Adam hakkında düşüncelerim açık zaten.Müyhiş bir filmdi.Ve kim ne derse desin, Çağan Irmak asla sonunu düşünüp onun züerine bir film yazacak kadar aklitesiz bir senarist ve yönetmen değil...

Slumdog Milyoner, türünün iyi örenklerinden ve Hindistan için de süper bir film.Ama aldığı oscarların bazılarını haketmediğini düşünmekteyim...