12 Ekim 2009 Pazartesi

Tanju Çolak demişken...


Devler Ligi ile ilgili yazıda Tanju Çolak'tan bahsetmişken, verdiği son röportajlardan birinde yine ilginç şeyler söylemiş, bir alıntılayayım dedim...

Şimdi öyle güzel, şık, enteresan jenerik golleri göremiyoruz. Çok daha kolay goller var. Yani tek vuruştu, kafaydı, bunlar atılıyor. Zamanında benim attığım gollerin hepsi jeneriklikti. Ben her türlü golü attım. Uçan kafadan, voleye, röveşataya, uzaktan şutlara kadar her türlü jeneriklik gol attım. Baktığımız zaman benim gollerimi, beni hiç canlı izleyememiş çocuklar bile biliyor.

Şimdi futbol oynuyor olsaydım bugünkü gol krallarının hepsini geçerdim. Benim için önemli olan anılarda ve hatıralarda kalabilmek.

Hayrettin'e 'armut' derdik, çok kızardı. Hep 'kurtaracağım' derdi. Her topa atlardı, ama bütün topları kaleden çıkarırdı.

Prekazi'nin ayak numarası 39'du. O ufacık ayaklarla korkunç bir vuruş tekniğine ve kuvvetine sahipti. O Monaco'y attığı vuruşun gol olacağını ben de tahmin etmiştim. Zaten denemeden gol olmaz, deneyeceksin. Şimdi maçları izliyorum, ne öyle şut atan var, ne deneyen... Hissettiğin yerden vuracaksın.

Transfer dediğin Santos ve Elano gibi olmalı. İkisi de dünyanın en iyi milli takımında oynuyorlar. Bu adamları tartışmak bile yersiz. Keşke her transferimiz onlar kadar kaliteli olsa.. Aslında Federasyon'un yabancı oyuncu transferine bir seviye sınırı getirmesi gerekiyor. Yani en azından kendi ülkelerinde hiç milli olamamış adamların transfer edilmemesi lazım. Böylece bizim ligimizde de kalite hiç düşmemiş olur.

Oldu başkan, altına minder de verelim mi?

Hiç yorum yok: