17 Şubat 2014 Pazartesi

Deplasman Kedisi


Tam anlamıyla Arena'da aslan, deplasmanlarda kedi gibi olan bir Galatasaray izliyoruz bu sezon. Oynanan futbol olarak, iç saha ve deplasman maçlarında öyle devasa farklar var ki, izlemeyen birine kelimelerle anlatmak mümkün değil. Hele bu farkın makası, takım iç sahada futbol ritmini bulduktan sonra iyice açıldı. Ben kendimi bildim bileli bu takım onlarca sorunla boğuştu, çok değişik problemleri oldu. Ama ilk defa böyle bir sıkıntıyla karşılaşıyoruz sanırım. Ligde şu an üçüncü sırada olan takım, 10 deplasmandan yalnızca 2 galibiyet çıkarabilmiş.

Takımın devamlı seyirci gücüne ihtiyaç duyması teknik ekibin üzerinde durması gereken enteresan bir konu. Tabii ki her takım seyircisi önünde daha iyi oynar ama hiç bir takım deplasmanda 60. dakika 2-1 gerideyken bu kadar uyuşuk oynamaz, oynayamaz. Takım Arena'da aynı duruma düşse 60'tan sonra muhtemelen Muslera maçı orta sahada izler.

Antalyaspor-Galatasaray maçı ekseninde bir şeyler söylemek gerekirse.. Selçuk ve Drogba'nın isteksizlikleri rahatsızlık verici düzeydeydi. Özellikle Drogba'nın miskinliği ve kenarı gelirken gösterdiği tepki. Burdisso için fazla yorum dahi yapmak istemiyorum, mümkünse bir daha 18'e alınıp da yabancı sınırı boşuna harcanmasın. Melo ve Sneijder dışında maçı gerçekten isteyen olmadı. Telles hücumda çok iyi. İlk yarım saatin de yıldızıydı ama savunmada çok açığı oluyor. Bu potansiyelde bir genç için kredisi var ancak arkasını toparlamak için bir şeyler düşünmesi gerekiyor hocaların. Umut attığı gol için tebriği hak ediyor, üst düzey bir kafa kesmeydi. Mevzu bahis böyle bir maç olunca, iş yine dönüp dolaşıp takımın deplasman karnesine geliyor, nitekim içerideki maçlarda defans oyuncuları bile fizik olarak daha iyi ayakta kalıyorlar, daha iyi kademe yapıyorlar. Çünkü orada taraftar herkesi zinde tutuyor.

Önümüzdeki hafta Galatasaray kendi sahasında büyük ihtimal yine dopingli gibi başlayarak Beşiktaş'ı yenecektir diye tahmin ediyorum. Ama ertesi haftalarda yine aynı deplasman karakteristiğine bürünürse bunun hiç bir anlamı olmayacak.

Ve şampiyonluk haftalardır olduğu gibi yine Fenerbahçe'nin ellerinde. Üst üste 2 hafta alınan mağlubiyet ve yüklenen baskıyla elden kayıyor gibi gözükse de, bu hafta çok sayıda eksiğiyle, baskı altında oynadığı Kasımpaşa'yı -bir şekilde- yenmeleri ve Galatasaray'ın puan kaybetmesiyle tekrar avantaj açık ara Fener'e geçti. O baskı da üzerlerinden kalktı. Daha 13 hafta ve iki takım için de alınacak tam 39 puan var. Galatasaray için fark tekrar 2 maçlık. Ama muhtemelen takım bu akşam son kredisini harcadı.

Hiç yorum yok: