19 Temmuz 2010 Pazartesi

"Sen anlat dedi bana Tanrı, sen sade anlat"


Sen anlat dedi bana Tanrı. Anlaşılsın diye değil! Hiçbir mükafat beklemeden anlat, çünkü bir mükafattır artık bir anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak. Sen anlat dedi bana Tanrı.. Umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çareye yol açsın diye çaresizliği anlat. 'Ders verme' dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene. Çırakları olan bir çıraktır usta olsa olsa.. Sen anlat dedi bana Tanrı, sen sade anlat. Vay başımıza ne geldiyse onu anlat dedi. Sen anlat dedi bana Tanrı, sen sade anlat.

Yine sardım buna. Bana Bir Şeyhler Oluyor. BKM ekibinin Yılmaz Erdoğan önderliğinde bir zamanlar sergilemiş olduğu oyun. Ben hayatımda bu kadar fazla güzel şeyi içinde barındıran bir tiyatro oyunu görmedim. Arada bir, açar açar izlerim. Benim böyle takıntılarım vardır. Bazı şeyleri, filmleri falan tekrar tekrar izlerim. Onlardan biridir bu. Yine sardım son zamanlarda. Yaklaşık 2 buçuk saat süren oyunda o kadar eğleniyorsunuz, o kadar hüzünleniyorsunuz, o kadar çok şeyden ders alıyorsunuz ki.. Yılmaz Erdoğan'ın canlandırdığı muhteşem karakterin önderliğinde oyun komedi ağırlıklı, ama sırf Hilmi Hoca'nın 'duvar'a anlattığı mevzular bile koca oyunu izlemek için başlı başına bir sebep. Hala izlemeyenler varsa cidden çok şey kaçırıyorlar.

2 yorum:

Enes dedi ki...

Haybeden Gerceküstü Aşk'da gayet iyi... Ben de onu çevirip çevirip izlerim. CMYLMZ gibi, sanki biriyle sohbet ediyor gibi oluyorsun.

Çağlar dedi ki...

Aynen, onu da sürekli izlerim. Onu da yazmak isterdim ama bunun gibi zaman zaman felsefik anlatımlara falan girilmiyor pek. Kadın-erkek ilişkisini anlatıyor ve hayvan gibi güldürüyor. Gülmek isteyen izlesin, fazla diyecek bir şey yok.. Son sahne dışında mesaj kaygısı falan da yok zaten, tek amaç güldürmek. Son sahnede de kopuyorlar zaten :)