4 Temmuz 2009 Cumartesi

The Midnight Meat Train


Lions Gate, bombayı patlatmış valla. Saw serisinin ilk 2 filminden sonra gerçekten etkileyici bir film yapmayı başarmışlar sonunda.

Korku/gerilim sinemasının, herkesin yaptığı gibi klişelerden öteye gidememesiyle iyi bir taşşak geçiyor film. O derece bir senaryo var. Yeni bir soluk gibi resmen. Senaryo dışında trenden çekimler, kamera oyunları muhteşem. Örneğin, kamera uzaktan herhangi bir nesneyi gösterirken, kamera bir anda nesne yerine geçip, olayları o nesnenin gözünden izlememizi sağlıyor, aniden. Bu nesne zaman zaman tünellerde 200 km hızla süzülen bir tren olurken, bazen havada kanlar içinde uçuşan insan kellesi oluveriyor. Spoiler da vermek istemiyorum pek, filmin konusunu anlatmak yerine çok beğendiğimi söyleyip, Ekşi'den bir arkadaşın yorumuyla bitiriyorum:

"ah katil kim acaba?" gibi sorular sormuyorsunuz, sordurmuyorlar. katilin yüzünü veya 'eserini' (artık öyle deniyor ya) gizlemiyorlar. fakat bir şeyi köküne kadar sorduruyorlar, "niye ulan niye?!"

Not: Filmin ismi bir çok yerde "Meat (et)" değil de "Meet (buluşma)" olarak yazılmış, öyle zannediliyor. İndirdiğim DVD'nin isminde bile "The Midnight Meet Train" yazıyor, ilginç bir şekilde. Aslında filmi hiç izlemeyip sadece isim olarak düşününce "meet" daha mantıklı geliyor tabii ama filmi izleyince olayı anlayabiliyorsunuz.

1 yorum:

Reds dedi ki...

daha ilk vizyona girdiğinde izlemiştim, sağlam filmdir..