29 Temmuz 2008 Salı

Fenerbahçe Ön İnceleme


Gerçi ön incelemelikten çıktı biraz yazı, geç kaldık. Fener birkaç gün sonra ilk resmi maçını oynuyor MTK ile. Geçen seneki başarıdan dolayı da medyada gayet ön planda, herkes merak ediyor neler olacağını...

Şöyle bir hazırlık maçlarına bakıldığında, Fenerbahçe pek etkileyici sonuçlar alamadı. Buna rağmen lige en hazır görüntü onlardaydı, mecburen. Beşiktaş'ı pek takip edemedim açıkçası ama, Galatasaray tüm maçlarda ikinci yarıları paf takımla oynarken FB'de Alex, Güiza falan genelde 90 dakika oynadılar. Tabii yakın zamandaki maç yüzünden mecburen böyle oldu. Ayrıca Deivid, Vederson gibi kayıplar vermesine rağmen Milli oyuncuların hepsi sağlam geldi. Bu da bir şanstı FB adına.

Aragones iyi bir hocadır mutlaka, istekli de görünüyor. Yalnız Euro 2008 şampiyonluğu değerini 5'e katladı bir anda. Bu tür üst düzey arenalarda, üst düzey oyuncularla çalışan teknik direktörler arasında pek farklar olduğunu sanmıyorum ben. Eğer kadroda fazla sorun yoksa hocanın başarılarda payı %15 civarındadır en fazla. Ha eğer çok özveri gösterilmesi gereken bir takımsa ayrı.. O zaman hoca çok fark yaratabilir. Şimdi kalesinde Casillas; savunmasında Puyol, orta sahasında Senna, Iniesta, Xavi; hücum hattında Torres, Villa olan bir takımın başarı yakalaması için hocanın zaten takıma sihir yapmasına gerek yok. "Takım iyi, Aragones'e iş düşmedi" demiyorum. Ama yani bu turnuva Aragones için ölçü değildi. Hem de hiç. Ölçü Fenerbahçe'de yapacakları olacaktır. Bunu için "şöyle olur" gibi bir öngörüm yok.

Kadroya bakıldığında ön libero dışında belirli bir sorun yok takımda. Hatta geçen sene müthiş bir gelişim gösterdiğine inandığım Deniz orada da çok iş yapabilir. Ama yabancı, iyi bir ön libero alınırsa tabii o sorun da yok olmuş olacak. Ben bu konuda Aziz Yıldırım'ı eleştiriyorum açıkçası. Yıldırım müthiş bir patron ama iyi bir "futbol başkanı" değil. Bu kadar deli paralarla her sene 1-2 mevkii eksik kalıyorsa bir sorun vardır. Güiza'ya dünya üzerindeki en fazla para veren takımdan iki kat daha fazla verip alabiliyorlar ama ya bek, ya kaleci, ya ön libero problemiyle giriyorlar sezona hep.

Mevkiilere göz atarsak.. Lugano ile Edu ikilisi geçen sene çok büyük tecrübe kazandılar. Bu sezon çok daha başarılı sezonlar çıkarabilirler. Ama tabii Fener'in oynayacağı sisteme de bağlı biraz. Eskisi gibi ortayı toparlayan ön libero sistemiyle, ön liberoda Selçuk, Emre'yi falan kullanarak oynamak savunmayı da çökertir. Aragones farklı birşeyler denemli. Carlos - Gökhan bek ikilisi Türkiye'nin kağıt üzerinde en iyisi. Ama Carlos'un durumu mühim tabii, herkeste bir şüphe oluştu şimdi. İkisi de ağır sakatlıklardan çıkıp gelecekler...

Orta sahada ön libero olayını bir kenarı bırakırsak solda Boral, ortada Emre, sağda Colin, forvet yakınında Alex şeklinde bir sistem mi belirlenecek bilemiyorum, ama benzer olacak gibi duruyor. Türkiye Ligi'nde çift forvet deneyebilir Aragones. Türkiye Ligi'nde zaten FB, GS kolay gol yemiyorlar. Çift forvet denemesi iki takım için de geçerli. Ama gol hatları nasıl kullanılacak onu da bilmiyoruz. Şu anda ön libero sorunu hem defansı, hem forveti etkiliyor. Marco'nun yerine istenen Senna 3.5 milyona burun kıvırdı. Ama Marco biraz fazla para verilmemek için, biraz da kişisel bir menajer takışmasından dolayı Betis'e gitti, belki de bir hiç uğruna. Neyse belki de ayrıntısını bilmeyip, işkembeden sallayan bir rakip taraftarıyım. Bu arada Xabi Alonso olayının gerçekleşmesinden çok korkuyorum bir GS'lı olarak. Çok acayip bir iş olur.


Güiza konusunda golcülüğü, bitiriciliğine birşey diyemem. Boşuna gol kralı olmaz bir adam. İspanya'da gol kralı olmak büyük iş tabii. Ama "La Liga Gol Kralı" isminin söylenişindeki asalet kadar büyük oyuncu olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Bizde bir Anadolu takımında gol kralı olan Zafer Biryol'un, Okan Yılmaz'ın, Gökhan Ünal'ın İspanya versiyonudur en nihayetinde. Fenerbahçe geçen seneki gol yollarında üretkenliğini sürdürürse 20 golü de aşar rahatça.

Ha genelde olumsuz gibi konuştum ancak rakip takım olduğundandır. Burada telafi edeyim, yok öyle birşey. Bütün yazdıklarım yalandı. Şaka bir yana FB zaten çok iyi bir kadroya sahip. O yüzden iyi yönlerini geçen sene Avrupa'da oynadıkları topla bize gösterdiler zaten. 2000's GS efsanesinden sonra Avrupa'da en/tek düzgün top oynayan takım oldular. Bu sene ise eskiye göre olan ufak tefek eksilerinden bahsettim. Yoksa Fenerbahçe Marco dışında aynı Fenerbahçe Alex'li, Gökhan'lı, Deivid'li, Semih'li Fenerbahçe. Hatta Güiza'lı... Ama açıkçası Fenerbahçe biraz "varlık içinde yokluk" durumunda.

Kişisel düşüncem ligin bu sene her zamankinden daha zevkli geçeceğidir. Açıkçası yıllardır Galatasaray ve Fenerbahçe ilk kez kağıt üzerinde bu kadar birbirine yakın durumdalar. Biri diğerinden bir adım önde, bir adım geride... Fark etmez. Avrupa'da neler olacağı ise oturan kadroların çizeceği görüntüyle alakalı biraz. Şimdiden bir yargıda bulunmak yanlış.

Keyfini çıkarın.

1 yorum:

CaRtMaNtR dedi ki...

İspanya milli takımında yıllardır süre gelen sorun asla kadro kalitesi olmamıştır. Bilakis eldeki kaliteli isimlerin katalan, bask yada kralcı gruplaşmaları ile asla takım olmayı başaramamasıdır. Aragones bu takım olma sorununu hallederek bu başarıyı kazanan takımda önemli bir fark yaratmıştır. Duruma bir örnek vermem gerekirse İspanyada turnuva boyunca Xavi ve Casillas'ın oda arkadaşı olması 442 dergisinde bile yer alan bir durum olmuştu.

Ha bu Fenerbahçe'ye nasıl yansır dersek. Her ne kadar şu zamana kadar dile getirilmesede Güney Amerikalılar ve yerliler arasında olan gruplaşma yönetim tarafından bozulmak isteniyordu. Bu neden bu tür takım olma sorunlarında yakın zamanda başarı göstermiş bir koç ile anlaşılması mantıklı geliyor.

Transferlerine bakılacak olursa; Kezman ve Maldonado yollanırsa Güiza ve yeni gelecek ön libero ile geçen seneki kalitelerini koruyabilir. Ama bence asıl ilginç olan Fenerbahçe'nin bu senede gerçek kanat oyuncularının olmaması oldu