1-) Recep Çetin: Malumunuz Takoz Recep. Fazla açıklamaya gerek yok herhalde. Malmö maçında kendi kalesine uçan voleyle muhteşem bir gol atabilen adam. Yavuz Seçkin'in radyo programındaki maç anlatma skeçlerine de bolca konu olmuştur. "Evet, yaklaşık 52 metre 16 santimetre, topun başında Recep.. Recep geliyor.. Vurdu ve taç!" Taç demişken, kendisinin bir de penaltıdan topu taca vurduğu efsanesi vardır. Ama muhtemelen efsanedir..
2-) Pascal Nouma: Sevdiğim nadir rakip takım oyuncularındandır. Yetenekli ama sorunlu, futbolu seven ama çılgın. Ve komik.. Beşiktaş'taki sonunu hazırlayan özellikleri de bunlar oldu zaten. Ki iki kez gelip gitti, denenmişin denenmişi olmadı tabii. Fener maçında, gol attıktan sonra yaptığı tombala hareketi Türkiye'de işinin tamamen bittiği an oldu. Herkes sandı ki o hareketi Fener'e yapıyor, halbuki dönemin ilgili mevzuları nedeniyle yönetime yapmıştı. Şimdilerde de son zamanda oynadığı reklamla tekrar hatırlandı Pascal. Herkesin çok sevdiği bir adamdı. Taraftarın unutmadığı ve unutmayacağı oyunculardan oldu. Ve son olarak:
"Fransa’da doğdu Beşiktaşlı oldu, helal olsun sana Pascal Nouma."
3-) Hayrettin Demirbaş: Tuhaf bir kaleciydi. Aslında kötü adam değildi ama adamı odun mertebesine getiren 2 şey oldu. Biri, hırsından dolayı kameralara yakalanan tuhaf pozlarıydı. Yediği golden sonra kale direğine kafasını güm güm diye vurması ve resimdeki malum kare gibi... İkincisi ise Fenerbahçe maçlarında yediği bol ve tuhaf goller. Şanssız bir adamdı yani. Milli olmuş ve oynadığı tüm milli maçlarda gol yemiştir ayrıca. Kendisi GS'daki 96-97 sezonu için şöyle bir ifade kullanmıştır: "Fenerbahçe maçlarını çıkarın, 23 gol yemişim." Ayrıca Fenerli Saffet'in de kendisi hakkında efsane bir tespiti vardır: "Hayrettin'in futbol hayatı, sahada rakip futbolcuları tehdit etmekle geçti." Ahahahahhah.
4-) Faruk Yiğit: Tanıyamadıysanız, Fenerli Faruk olarak bilenler de var. Resmen ilk insan. Hani maymundan 5 dakika önce doğmuş tabiri bir insana anca bu kadar uyabilirdi. Popülerliğini kaybettikten sonra, ilerleyen yıllarda amatör kulüplerde falan forma giydi kendisi. Ve Faruk'la ilgili en efsane muhabbet de amatör kümede oynadığı bir maçta yaşanmıştır.. Kendisi yedek kulübesinde elinde sigarayla maçı izlemiş ve kısa bir süre sonra da sigarayı söndürüp oyuna dahil olmuştur. Daha ötesi yok.
5-) Vedat İnceefe: Bay kırmızı kart. Adamın defansif özelliklerinden çok, hep yaptığı pislikler, rakibe dalışları, küfürleri, tükürmesi ve yaptığı fauller kalmış aklımda. Fifa 99 sağolsun, ilk 11'de başlardı, spikerden de bol bol "insiife" telaffuzunu dinlerdik. "Ulan Bülent-Popescu'ya ne oldu?" diye sorar, yine de öylece oynardık.. Hadi bir de magazin bağlantısı verelim. [Tıkla]
6-) Iulian Filipescu: Karizmatik sarışın hali ve saçları, daha da önemlisi lama gibi tükürmesiyle hatırlanır daha çok. Tükürme alışkanlığı profesyonel bir durumdu yalnız, öyle tartışmada, kavgada sinirlenip amatörce tükürmezdi. Bütün herşeyin sakin olduğu ve hakemin görmediği bir anda atardı balgamını. İyi sağ bekti ama her 3 maçta bir kırmızı kart görmezse rahat edemezdi. Tükürür, tokat atardı falan bir şekilde görürdü o kırmızıyı. Öyle olmasa belki ismi şu an bir Popescu kadar fazla anılıyor olabilirdi. O gitti, Cimbom Avrupa'da başarı yüzü gördü. Gerçi şaka bir yana, herif 7-8 yıl Romanya Milli Takımı'nda oynadı sonuçta.
7-) Hakan Ünsal: Yine tabii ki kötü bir adam değildi. Efsane Galatasaray takımında banko 11 olmasa da, kendine rotasyonda sürekli yer bulan bir adamdı. Ama tuhaftı işte. Solak oluşu, toplara çok sert vurabilmesi ama kaleyi pek tutturamaması meşhurdu. Bir de ayak dışıyla oynama sendromu vardı arkadaşta. Pası, şutu, her şeyi sol dışıyla gerçekleştirirdi.. Kendisinin dün gibi hatırladığım ve 3-3 biten Club Brugge maçında, kendi kalesine röveşatayla atılmış bir golü bulunmaktadır. Kendisi takozluğa, şu sıralar NTV Spor'da yorumculuk yaparak devam ediyor... Hakkını da veriyor.
8-) Steve Komphela: Bomba adamdı Komphela. Geldikten 3 sene içinde sular seller gibi Türkçe konuşur oldu. İngiliz Dilli ve Edebiyatı bölümü mezunu oluşu ve 4 dile hakim olması bu alandaki zekasını kanıtlıyor sanırım. Çok sevilen bir TV programı bile yaptı Akın Sel’le birlikte. Ulan Kibariye’yle göbek bile attı be.. Daha sonra adı kaçakçılık olaylarında geçti. Uzun süre gündemde kaldı Komphela. Türkçe’yi kullanışı ve samimiyetiyle hiç unutulmadı.
9-) Fernand Coulibaly: Türkler'in zenci sevdasının başlamasına neden olan adamdı. Anadolu takımlarının hepsinde forma giydi lan. Komphela çok iyi Türkçe konuşurdu, Coulibaly ise çok sempatik/komik konuşurdu. Ali Sami Yen’e işemişliği vardır. Reklamlarda oynadı, "meraba televole" ritüelinin bu kadar popüler olmasını sağlayan adamdır.
10-) Hasan Şaş: Işşşşşşşşşşşş... Kendi kendine çalım atan adam. Tek top yetmiyordu usta, ondan bir türlü istediği patlamayı yapamadı. 10 saniyelik sürede, 2 metrekarede, 7 çalım atar ve bu 7 çalımın sonunda hala aynı yerde olurdu. Küfür ederdi, saldırırdı, kendini döverdi, ağlardı... Büyük Galatasaraylı'ydı ama.. 4 sene önceki efsane şampiyonluktaki halleri, 2001-2003 arası oynadığı futbol ve Brezilya'ya attığı gol unutulmaz. Nasıl koymuştu lan!
* * *