10 Temmuz 2008 Perşembe

Birkaç şey...


Gündemle ilgili kısa kısa birkaç şey olduğundan, hepsini ayrı yazılarda toplamak yerine tek postta ufak tefek yorumlamak istedim. Galatasaray ve Fenerhahçe ile ilgili son durum...

Az önce izlediğim haberde birinci ağızdan Adnan Sezgin, Charles Itandje ile ve kulübü ile tamamen anlaşıldığını, sadece menajerler arası ufak tefek pürüzlerin kaldığını, 2-3 güne kadar işin sonuçlanmasını beklediklerini söyledi.

Liverpool'dan alışveriş yapıyoruz bu sene. İnşallah ayağımız alışır. Sorensen'i yeğlerdim Itandje'ye ama hayırlısı olur umarım. Sonuçta Liverpool gibi bir takımda bir süredir barınabilen bir adam. Fransa Milli Takımı'nda da forma giymişliği var çok az da olsa. Ayrıca bir kaleci için çok çok genç, henüz 26 yaşında. Kalecilerin en iyi döneminin 30'lu yaşlarda başladığını düşünürsek, belki bizde kalıcı olur ve gelişimine canlı şahit oluruz. Fener'de Volkan'ın olduğu gibi...

Bu arada "ben demiştim" diye övünerek Toraman olayını sabah anlatmıştım ama, Sezgin Türkiye'den hiçbir oyuncuyla ilgilenmediklerini ve gazetede çıkan Toraman haberlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi. 3-4 yabancı oyuncu daha alınacakmış. Kadro daha şekillenebilir yani...

Galatasaray'ın bu huyunu seviyorum, yabancı oyuncuları tek tip değil. Her ülkeden yabancı var. Aynı ülkeden 2 oyuncu bile yok iki senedir. Avusturalya, Brezilya, Fransa, Kongo, İsveç, Kamerun, Arjantin, Almanya vs.. Son iki senede bir sürü ulustan oyuncu barındı takımda.


Güiza da "Türkiye'ye gelmemde Roberto Carlos'un çok büyük payı var" demiş. Türkiye'yi ve Türk insanını överek, Carlos ikna etmiş Fener'e gelmesi için.

''Carlos, İstanbul'a vardığımda havaalanında ve stadyumdaki tanıtımda 20 bine yakın Fenerbahçeli taraftarın beni karşılayacağını söyledi. Bu inanılmaz birşey'' diye konuşmuş falan.. Carlos gerçekten henüz oyun olarak çok birşey gösteremedi sakatlıktan dolayı ama, Türkiye'ye gelmiş en karakterli yabancılardan biri gibi gözüküyor şimdilik. Helal olsun.

Bu arada İspanya'da yapılan geniş çaplı bir ankette, Güiza'nın Fener'i tercih etmesi yanlış olarak nitelendirilmiş. Göreceğiz bakalım...

Ayrıca Aurelio'nun menajeri ile Aziz Yıldırım arasında da olaylar yaşanmış. Aurelio'nun menajeri Yıldırım'ın çoğu kaybedilen maçtan sonra soyunma odasına oyunculara fırça çektiğini, özellikle 2-0 kaybedilen Bursaspor maçından sonra soyunma odasına girip "ayağınızı denk alın, sizi pırasa gibi doğrarım" dediğini falan söylemiş. Ayrıca Aurelio ve Zico'nun ayrılmasının sebebinin de Yıldırım olduğunu söylemiş. Yıldırım da tavrını koymuş falan.. Şurada ayrıntılı okuyabilirsiniz olayı.

1 yorum:

torres dedi ki...

Etme Bulma Dünyası

Şu sıralar spor kamuoyunun gündeminde, Brezilya asıllı Türk vatandaşı Milli futbolcu Marco Aurelio’nun Real Betis’e transferi var. Bir süredir vizyonda olan bu filmi gördükçe biraz gerilere, aynı oyuncunun, aynı menaceriliyle Trabzonspor’dan Fenerbahçe’ye getirilişini anımsadık.
Menajeri, o dönemde Aurelio’yu Türkiye’ye getirip kendisini tanıtan Trabzonspor Başkanı Özkan Sümer’in elinden alıp, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a nasıl vermişse şimdi de aynı yöntemi Real Betis için izliyor.
Hukuki boşlukları kendi çıkarları için kullanıp, etik değerleri menfaatleri söz konusu olduğunda rafa kaldıranlara yönelik çok güzel ve sık kullanılan bir cümle vardır, hepimiz biliriz; “Bu boşluklar gün gelir sizi de vurabilir” derler. Doğrudur da...
Şimdi bakıyoruz Yıldırım ve hukukçu Asbaşkanı, Aurelio’nun gidişini engellemek için hukuk üzerinden yol arıyorlar. Menaceriyse uzaktan kamuoyunu Real Betis’e imza konusunda bilgilendirmekle zamanını geçiriyor.
Tıpkı 2003 yılında Trabzonspor’a yaptığı gibi...
Biraz arşivi karıştırıp dönemin Başkanı Sümer’in malum menajer için neler söylediğine baktık:
“Menaceri, Aurelio’yu ayartıp, bizden intikam almaya çalışıyor. Oysa bize Aureilo’yu 3 milyon dolara getireceğini söylemişti. Biz onu 600 bin dolara aldık. Şimdi de Aureilo’yu kendisini aracı etmeden transfer ettiğimiz için intikam peşinde. Aurelio kupa maçından sonra Trabzon’da kalmak istediğini söyledi. Ama gitmek isterse kendi bilir. Trabzon, Aurelio’dan ibaret değildir’’
Ne kadar da bugüne benziyor değil mi?
Fenerbahçe Aurelio’yu bağıra bağıra elinden kaçırıyor , işin acısı ele geçirdiği yöntemle. Birileri hukuk arıyor, yönetmeliklere sığınmaya çalışıyor. Hukuk böyledir işte, gün gelir herkese lazım olur...
Yıldırım’a bile...

Ergun Ata

Aurelio olayı için çok sevdiğim Ergun abinin düşüncelerini paylaşmak istedim.