4 Temmuz 2008 Cuma

Yine, yeni, yeniden...

Güncel: 13 Ağustos 2010

Kimim?
89 doğumluyum. İzmir'liyim, Buca'lıyım.
İnternette bulunduğum her ortamda Jr. Kobe nickini kullandığımdan, o şekilde biliniyorum genelde. LakersTR.com'un kurucularındanım.

Hem futbol, hem basketbolu çok yakın takip ederim. Galatasaray ve Lakers'lıyım. Ama yazdığım yazılarda objektiflikten ödün vermemeye çalışırım. Eğer objektiflikten saparsam da bunu belirtirim.

Bir sinema manyağıyım. İnternetten sürekli filmlerin DVD'sini indirir, hem izlerim hem de hoşuma gidenleri devasa film arşivime eklerim. 1 TB'lık external disk'imin 400 GB'ı falan filmlerle dolu. Ama son zamanlarda kendimi daha çok dizilere adadım. Filmdense, ölümüne dizi izliyorum. Oysa eskiden ne çok yapardım, oturup günde 2-3 film izleyip, bloga ve üye olduğum forumlara yorum yazmayı.. Neyse. Romantik-komedi türünün özel hayranıyım, bilim kurgu-fantastik türlerden, uçan kaçan böcekli, yaratıklı filmlerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırım. Diğer türler konusunda bir önyargım yoktur, hepsini izlerim. Clint Eastwood, Morgan Freeman, Jack Nicholson, Quentin Tarantino, Samul L. Jackson, Adam Sandler, Natalie Portman, Jean Reno, Edward Norton, Jason Statham severim, sayarım.


Olayım ne?
Sportif ağırlıklı, ilgi çekici konuları ele alırım. Belli bir kategorisi yoktur blogun. Yazma gerekliliği duyduğum her boku yazarım. Sıradan bir blogger olmadığımı düşünüyorum. Herkesin üzerinde durduğu konulara fazla takılmam.

Türkiye'de bir yara olan seksüel korkaklık konusunda çok tepkiliyim. Milletin bloglarda haber girerken bile "aman resim fazla açık seçik olmasın" diye geri adım atışına inat, cesurca sergilerim zevkime uygun olan şeyleri. Gizleyecek, saklayacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Blogda bolca hatun resmi bulabilirsiniz, malum buna aç bir milletiz. Ama öyle "off karıya bak" resimlerinden çok, kalite ve özgünlük kriterim vardır.. Blogu takip edenlerin çoğu bunun farkındadır. Radikal, özel ve kaliteli resimler paylaşırım.

* * *

2007 yazının sonunda ÖSS nedeniyle kapatmıştım blogu. 2008 yazının başında üniversite maceramın başlamasıyla birlikte tekrar açtım. Keşke komple kapatmasaydım da, 500 civarındaki eski postlar da duruyor olsaydı, çok pişmanım. Ben bir daha dönmem diye düşünmüştüm ama dayanamadım. Yine ilgi çekecek her türden yazılarla huzurlarınızda olacağım.

Yazılarda görüşmek üzere...

1 yorum:

PIERREMANU dedi ki...

Türkiye'deki bu yoğun Lakers ve Kobe taraftarlığı, sempatizanlığı, sevgisi, tutkusu veya manyaklığının nedenini merak ettiğim için sordum ya da bu sınır ötesinde takım tutma olgusunu anlamlandıramadığım için. Türkiye'de çok büyük bir kitle var basketbol ya da NBA denilince "Go Lakers" veya "MVP Kobe" tarzı yanıtlar veren. Ve bu kitlenin büyük bir kısmı "Miami'nin puanı kaç?", "Bu sene NBA'de hangi takım küme düştü?", "Cleveland neden transfer yapmaz ki?" şeklinde cümleler kuran neyin ne olduğundan habersiz kişiler. Bu habersizler tayfasının çoğunun neden Lakers veya Kobe sempatizanı olduğu hususu fazlasıyla ilgimi çeken bir durumdur. İşi bilen ve bilerek Lakers ve Kobe taraftarı olanlarla bir alıp veremediğim yok. Benim merak ettiğim bu bilinçsiz kitle neden çoğunlukla Lakers ve Kobe sempatizanıdır? Belki sizin de dikkatinizi çekmiştir böyle bir durum. Lakers sempatizanlığınızın nedenini merak ettiğim için sormuştum ama benim aradığım cevap sizde değilmiş. Habersiz kitleden bir Lakerslı bulmam lazım. Lakers ve Kobe'yi günahı kadar sevmeyen birisi olarak Lakers taraftarlığınızı ve Kobe hayranlığınızı görünce sazan gibi atlayıp sorayım dedim blogunuzu fazla incelemeden. Meşgul ettiğim için kusuruma bakmayın.

Bu arada ben yurtdışında takım tutmam. Sevdiğim adamlar nerede oynuyorlarsa onlardan sebep takımlarını desteklerim. Onlar takım değiştirir ben de değiştiririm. Sadece Lakers'ı tutmam söz konusu bile değildir. Bunun da tek istisnası Ginobili'dir. Söz konusu Ginobilî olduğu anda dünya durur benim için. Olur da bir gün Lakers forması giyerse ancak o zaman Lakerslı olabilirim. Temennim tabii ki böyle birşey olmaması.