9 Ağustos 2008 Cumartesi

Çook uzun bir gece


ÖSS zamanlarında Edebiyat hocası kitap okuyun diye tuttururdu. Az çok okurdum. Elime bu kitap geçmişti. En Uzun Gece. Götürdüm birgün. "Sakın okuma Ahmet Altan'ı, sapık o" demişti. Şaka değil ciddi ciddi. Sapıkça şeyler yazdığını söylemişti. E böyle söyleyince daha da merak sarıyor tabii insanı. *

Neyse, aylardır durmasına rağmen bir şekilde uzun süre okuyamamıştım. Geçenlerde bir okuyayım dedim. Hiç Ahmet Altan okumamıştım. Allah beni kahretsin. Kitapta yaşananlar ve gelişen vakalarla birlikte üzerine serpiştirilen aşk olayları, daha sonra iyice alevleniyor. Kitap aşk kitabına dönüveriyor. Ve adamı öyle bir sarıyor ki, bırakamıyorsunuz. Ahmet Altan tasvir olayını biraz abartsa da hiçbir şey kitabı okumakta zorluk çıkaramıyor. Mutluluklarla, dramla, aksiyonlarla, duygu karmaşalarıyla ve gitgellerle dolu müthiş bir aşk olayları silsilesi.. İmkanı olan her insan evladı okumalı. Bundan sonra elime geçen her Altan kitabını okuyacağım.

* Sapıklık olayına gelince.. Adam ayrıntıyı çok seviyor. Basit bir dağ yamacını dahi 2 kocaman cümleyle tasvir ediyor mesela. Yeni giren bir karakteri yüz hatlarına kadar tanıtarak olaya dahil etmeyi seviyor. E bu durumda yaşanan aşk olaylarındaki cinselliğin de boyutlarına iniyor. Yatak olaylarını da biraz ele alıyor. İlk başta herhangi bir "seks hikayeleri" sitesindeki o yalan hikayelerden birini okuduğunuzu sanıyorsunuz ama sonra olayın içinde çok da abartılı olmadığını anlıyorsunuz. Herkesin bir tarzı var. Altan da cinselliğe biraz fazla değiniyor yani.

Okuyun okuyun. Pişman olursanız bana gelin.

Hiç yorum yok: