Kırmızı Noktalı Filmler ve Dahası...
Çocukluk döneminin gizemi olmuştur hep; cinsellik, kadınlar, çıplaklık, sevişmek... Ve bu gizemi ortadan kaldırmak tüm çocukların içinde dayanılmaz bir istektir. Bunun dönemle, bireyle falan alakası da yok, tamamen yaratılışla, doğanın dengesiyle alakalı... İşte çocukluk dönemimizde bu gizemi kaldırmamıza yardımcı olan 3 temel faktör vardı bir zamanlar. Şimdi hiçbiri kalmadı, zaten bu da işin değerini arttırıyor.
Şimdi o 3 temel faktör de aslında yüzlerce ayrı kola ayrılıyordu ama, esas olayımız Kırmızı Noktalı Filmler, Tutti Frutti ve Cine 5 Erotik Film Kuşağı üçlüsüydi. Tabii hepsi gece 12'den sonra yayınlanırdı. Anne babaların uyuması ya da başka odaya geçmesi beklenir, kumandaya davranılırdı. Anneler değil de, özellikle çoğu babalar bunun farkında olurdu. Ama biz bunun farkında olmazdık tabii o zamanlar. Bir sabah, kahvaltıya uyanamıyışımın babam tarafından "gece kırmızı noktalı film mi seyrettin len?" diye karşılanacağını hiç tahmin etmezdim. Herif biliyormuş meğer. Tabii o zamanlar belki de 5-6 yaşındayız.
Hangisinden başlamak gerek bilmiyorum. En klasiğinden başlayayım, kırmızı noktalı filmlerden. O zamanlar böyle bir tabir vardı, "kırmızı noktalı film". Show TV sağolsun, çok yardımı dokundu bu konuda. Bildiğiniz ulusal kanal, erotik olmasa da "soft erotic" diye tabir edebileceğimiz cinsel içerikli filmler yayınlıyordu. Bu zamanlarda hayâl tabii böyle birşey. Gerçi şimdi ihtiyaç da yok. İnternet, CD'ler vs... Her neyse, konuya dönelim. Filmler bildiğiniz erotik filmlerin biraz daha "light" haliydi. Yani çırılçıplaklık ya da haldur huldur sevişme yoktu ama sevişme üzerine kurulu bir filmdi. Gece 12'den, yarımdan sonra falan başlardı, resimde görüldüğü gibi filmin sağ alt köşesinde kırmızı bir nokta olurdu, filmin sakıncalı olduğunu belirtmek için. Biz de afiyetle izlerdik.
Bir diğer faktör de efsane televizyon programı.. Tutti Frutti, bir erkeğin çocukluğundaki ilk anılarını oluşturan, bazı konularda ilk deneyimlerini yaşatan ve duydukça akla getiren programdır. Aslında bir yarışma programıdır. İşin ayrıntısına girmeyeceğim, açıkçası tam olarak da hatırlamıyorum. Çünkü içerdekiler uyanmasın diye hep sesini kısarak izlediğimden, yarışmanın konusunu da bir türlü tam olarak kavrayamamıştım. Bir sürü seksi hatun, sorulan sorular, meyveler, meşhur çin çin dansı, soyunma fasılları ve ablaların memeleri... Ablalar da ablaydı ama, aşağıdaki resimde görüldüğü üzere..
Ayrıca hiç izlememiş olanlar için burada kısa bir videosu var. Tabii bu videoda görülen ablanın memeleri ineği andırsa da, o zamanlar bize Scarlett Johansson memesi gibi geliyordu. Gerçi bu kadar kötüsü de yoktu, bunu nereden buldularsa...
Ve Cine 5 efsanesi tabii ki. Şu zamanlarda sıradan bir kanal olan Cine 5, o zamanların DigiTürk'üydü. Tek şifreli platformumuzdu. Evde Cine 5 dekoderi olmasa bile her televizyonda Cine 5 kanalı olurdu ama şifreli şekilde. Şimdi nasıl anlatacağımı bilemediğim bir sansür olurdu tüm ekranda. Ses de cızır cızır şeklinde olurdu. Tüm lig maçları da oradan yayınlanırdı. Gün içinde genelde filmler, maç günleri 4 büyüklerin maçları ve her gün gece 12'den sonra Erotik Film Kuşağı. Bu erotik filmler yüzünden gözler şifre çözücü gibi olmuştu bir süre sonra. O şifreli görüntünün arkasında ne olduğunu anlayabiliyorduk artık. Tabii oturup zevkle izleyemiyorduk, ama çok zorlarsak gözleri, nelerin olduğunu anlayabiliyorduk. Özellikle maçlarda goller falan anlaşılabiliyordu.
Show TV'de hafifletilmiş erotik filmler olurdu dedim ya, Cine 5'te direkt gerçek erotik filmler oluyordu. Yani bildiğiniz çırılçıplak hatunlar falan.. İşin güzel yanı; gece 12 civarı, kuşağın ilk filminin ilk 2-3 dakikasını şifresiz, normal kanal gibi veriyorlardı. Tabii ilk 2-3 dakikada malum işe geçilmemiş oluyordu ama en azından çırılçıplak ablalarımızı, teyzelerimizi izleyebiliyorduk. Gözümüz gönlümüz açılıyordu.
İşin benim için en cıfcıflı bölümü 7-8 yaşlarındayken falan başlıyordu. O zamanlar üst teknoloji olduğu için eve Cine 5 bağlatmak çok pahalıydı. Bu zamanki spor paketlerinin falan 3-5 katıydı belki de. Ama babam maçları izleyebilmek için eve sonunda Cine 5 dekoderi almaya karar vermişti. Ondan sonrasını anlatmaya gerek yok sanırım. Uygun olan her gece mesaisine kalıyordum. Haftasonları da maç izlemek için kahvehane dumanı çekmek zorunda da kalmıyordum.
Ehh, böyleydi işte. Tahminen yaşı 16-30 civarı herkes benzeri şeyleri yaşamıştır. Yaşamamış ise biyolojik problemleri olabilir. Hey gidi günler.. Anne-baba uyuyacak da bir göt, iki meme göreceğiz diye şekilden şekile girerdik valla. Şimdi öyle mi, uyduda 24 saat porno yayın yapan kanallar bile var. Ama onun zevki de ayrıydı be..
* * *
Biz eskiden... Arşiv: #10 | #9 | #8 | #7 | #6 | #5 | #4 | #3 | #2 | #1
11 yorum:
eline sağlık.güzel olmuş.
Kırmızı nokta ve Cine5 i çok iyi hatırlıyorum ama Tutti Frutti hakkında pek bilgim yok..Yaşım dolayısıyla herhalde..
Show Tv de kırmızı nokta çıkacak diye gün boyu beklerdik ama görebildiğimiz sadece yarı çıplak kadındı..Şimdi hangi magazin programını açsan yüzlercesi var :D Tabi o zamanlar yarı çıplak kadın görmek bile büyük bir olaydı orası ayrı..
blogun gelmiş geçmiş en güzel yazılarından biri.
oha o resmi nerden buldun allaşkına?
@düşendeli,
Bulmadım yaptım :) Erotik bir film resmi buldum, açtım photoshop'u, sol üste eski Show TV logosunu koydum, sağ alta da kırmızı nokta. Bir de görüntüye eski TV görüntüsü süsü verdim. Demek ki süper gerçekçi olmuş eheh.
Resimdeki Müjde Ar mı yahu?
nasıl unutulur. hatta emmanuelle de bu kuşakta gösterilmişti, kırmızı noktalı serinin kralıdır. arkasından cine 5, digiturk gibi kanallar çıktı pabucu dama atıldı bu filmlerin de. malesef :((
tutti frutti'de çileğin hastasıydım en güzeli oydu.
ama hatırladığın kadarıyla tutti fruttide erkekler de soyunurdu işin en pis yanı da budur zaten. gerçi galiba türkiye'de o kısımlar kesiliyordu
"İşin ayrıntısına girmeyeceğim, açıkçası tam olarak da hatırlamıyorum. Çünkü içerdekiler uyanmasın diye hep sesini kısarak izlediğimden, yarışmanın konusunu da bir türlü tam olarak kavrayamamıştım"
süpermiş bu :D
fotoğraftaki müjde ar ablamız galiba.
Yorum Gönder