Böyle yeni, eğlenceli bir seri başlatmak istiyorum. Hayattan bir anlığına nefret etmeye neden olacak, insanlığımızdan soğutacak şeyleri yazacağım. Her zaman yazmayacağım, bazen tek bir resimle anlatmaya çalışacağım derdimi. (Bu arada başlığı yazarken "tiksinmek/tiskinmek" ikileminde de kalmadım değil, ama TDK doğru yolu gösterdi sağolsun)
Mesela Arçelik reklamlarının başrol oyuncusu Çelik. Artık baydı iyice. İlk çıktığında "ben çelik arçelik ya sen kimsin" , "içinden mi?" muhabbetleri şirin geliyordu ama iş çığrından çıktı. Hele en son ufak çocukla olan "ayda iğne atsan yere düşmez" , "sen söyle bakalım ayaklı ütü olur mu?" muhabbeti hepten iğrenç. Üstelik nedensizde reklamı üst üste 3-4 kez veriyorlar. Denk gelen olmuştur mutlaka.
Reklamı geçen bir kez verdiler, araya 1 tane reklam girdi yine Arçelik reklamı. Sonra hiç reklam girmeden aynı reklam bir daha. Yani üst üste gösterilen 4 reklamdan 3'ü aynıydı. Artık Arçelik reklam için nasıl bir para ödediyse...
Not: Bu bölümü genelde resimlerle değerlendirmeyi düşünüyorum. 15 tane cümlenin yerine geçebilecek bir sürü resim olduğundan eminim.
6 Eylül 2008 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Arcelik demek, yenilik demek...
Yorum Gönder