Cassio Lincoln

Öncelikle... "Abi 4. hafta yazısı yazmayacak mısın?" diyenler oldu. Yok valla, yazmak istemiyorum. Trabzon kazandı. Fenerbahçe de, Galatasaray da tahammül sınırlarında oldukları için kazanmaktan başka birşey yapamadılar. İki taraf da zorlanmadan, hakederek kazandı. Yazacak çok şey yok. Daha da iyi olacaklar... Beşiktaş da puan kaybetmeyecektir.

Lincoln için ayrı parantez açmak istiyorum izninizle. Çünkü zamanında çok eleştirdim, acımasızca eleştirdim. Eleştri yaparken kolay, hakkını da teslim etmek gerek. Galatasaray'ın yabancılarının hepsi şu anda gerçekten iyi. Baros beklediğimden çok iyiymiş, nerede duracağını biliyor, süratli, adam eksiltiyor, kolay yıkılmıyor... Kewell zaten genel toplamda takımın en iyilerinden. Meira yavaş yavaş adapte oluyor, hep iyi oynadı. Nonda formda girdi sezona. Yeni kaleci zaten Aykut'tan sonra hazine gibi geldi. Lincoln de başı çekiyor.

"Başı çekmek", içlerinde en iyi oynayan anlamında değil elbet. Ama herşey Lincoln'den başlıyor. Yeterince zaman GS taraftarını yeterince rahatsız etti ama bu sezon yedek kaldığında oyun kurmakta ne kadar zorlandığını gördük GS'ın. "Cimbom'da oyun kurucu yok" deniyor ama Lincoln son iki maç başta olmak üzere bu konuda ciddi kademe atlatıyor takıma. Oyunu başlatıyor ve iyi başlatıyor. Müthiş paslar atıyor, sürekli dikine oynuyor, kaleyi düşünüyor... Eskisi gibi son bölümlerde de oyundan düşmüyor. İki maçtır son 5 dakikaya kadar tam olarak oyunun içindeydi. Bunun yegâne sebebini de uzun süredir sağlam kalışından mütevellid, maç kondüsyonunu bulmasına başlayabiliriz.

Yazdığım şeylerde hep "yapıyor" , "ediyor" dedim dikkat ettiyseniz. Nedeni ise ezber bozma isteğim. Lincoln'ün vasat oynaması o kadar akıllara kazındı ki, attığı goller ve asistleri dışında hala sabit düşünceli izleyiciler ve medya Lincoln'ü, eski Lincoln olarak nitelendiriyor. Bu ezberi bozmaya başladı Lincoln. Sadece bir GS'lı olarak değil, Türk futbol izleyicisi olarak da dilerim ki; umarım uzun süre sakatlanmaz ve Türkiye Ligi'ne ve takımına güzellik katmaya devam eder. Nitekim ezberci bir zihniyetim yok, uzun süre önce yazdığım yazıda sakatlanmazsa çok iyi işler yapacağından emin olduğumu söylemiştim.