28 Eylül 2008 Pazar

Son Durum



Platini futbolda yenilikler yapmaya devam ediyor... Sevindirici kararlar oluyor bunlar genellikle. Ancak tek pozitif diye adlandırılabilecek yanı bu, zira epeyce bir yalakalık gösterisinde kendisi.

UEFA Kupası'nı iyileştirmek güzel olur elbette ama Şampiyonlar Ligi'yle UEFA arasındaki belirgin fark kalmalıydı diye düşünüyorum. Sonuçta 'lig mi, Avrupa mı?' diye düşünen takımların artık UEFA'yla bile rahatlıkla yetinebileceğini düşünmek korkutucu geliyor bana.



Bir de daha önce çıkan, EURO 2016'dan itibaren 16 yerine 24 takımın katılmasına dair bir kural var. Bu da başlangıçta masum gözüküyor, güya maçların ve çekişmenin artacağından ötürü bizleri sevindirecek. Oysa EURO 2008'de İsviçre-Avusturya ikilisinin ne kadar güçsüz olduklarını görmemiş miydik? Şimdi bu dökülen 2 takımdan daha düşük seviyede olan 8 takımın daha ekleneceğini düşünürsek işin ne yoluna gittiğini rahatça kavrayabiliriz kanımca. Artık 'kalecileri kasap', 'part-time forvet' gibi sözleri daha fazla duyacağız maçlarda.

Bunların altında yatan 2 sebep vardır.
1-) İtibar, yerini sağlamlaştırabilme kaygısı
2-) Takım ve dolayısıyla maç sayısını arttırarak gelirlerin artmasını sağlamak, böylece takımları havuzdan daha iyi geçindirmek, sonuç olarak yukarıdaki maddeyi bir kat daha etkin kılmak... Sevinsin garibanlar hesabı tahttaki yerin korunması.



Gelelim FIFA'ya, yani Blatter'e... 6+5 kuralını çıkarınca sevinmiştim, kural zaten gerekiyordu da böyle atılımlara duyulan özlemden de sevincim. Ama o da epey pasif şu dönemde; öyle 2 konu var ki oysa günümüz futbolunu tehdit eden.

Şu zengin konusu fena. Laf ediyorum da cidden akılalmaz bir hal aldı, düzeltilemez de asla. Şimdi düzeltmeye başladık, kulüplerin satılmasını engelledik diyelim; millet çıkıp 'ulan Chelsea-Man City neredelerdi önceden' demez mi? Sonuna kadar da haklılar. Bu bakımdan herhangi bir zorluk getireleceğini düşünemiyorum, sonuçta kulüplerin sahibi olacak, doğal olarak da özgürce satın alınabilecekler. Ancak transfer konusunda zorluklar çıkartılabilir. Şuan cidden Cristiano Ronaldo'nın bonservisi için 250 milyon euro verecek bir insan olduğu kanısındayım. Belki Fahim yapar, belki başka bir herif. Ama eninde sonunda o noktaya da gelinecek. Ele bakalım, Yattara'lar bile 20 milyon euro edebiliyor işte. Şuan birşey söylemem yanlış olur, tonlarca şey yapılabilir çünkü bu bahsettiğim konuda. Tek bildiğim şey bunun yapılabilecek olması ve yapılması gerektiği. Örnek vermeye çalışayım mesela bir tane, aklıma gelen ilk şey şu oldu: Salary sistemi değil ancak Salary tarzı, bir takımın maksimum kullanabileceği para miktarı 100 milyon filan olur, bu 100 milyon'un üzerine sattıkları oyunculardan gelen gelirler eklenir. Böylece satışın da bir anlamı olmuş olur, tabii Ronaldo-Kaka vb. adamlar da takımlarında kalmış olurlar bir kısıtlama söz konusu olduğu için. Şart değil bunun olması, apayrı birşey de olabilir ama şurada hedef belli, o da futboldan maksimum zevki alabilmek, ne yoldan olursa olsun.



Ben bu konuya daha bir önem veriyorum, gençlerin satılma durumuna. Bakıyoruz haberlere, artık United'ın Barca'nın 6-9 yaş arası adamları takip ettiklerini görüyoruz. Ne denir ki buna... Action Man'lerle mi katılacak bu çocuk imza törenine? Bir çocuğun bu yaşta futbola başlaması normal, ona lafım yok. Altyapıya alınması, altyapıdan takip edilmesi de normal. Ama artık transfer etmeye başladılar! Düşünebiliyor musunuz böyle bir transferin, daha çift basamaklı yaşlarına basmamış bir insanoğlunda yapacağı etkiyi... Ayrıca bir çocuk bu yaşta anlaşılır mı? Ya kısa kalırsa sonradan, nereden biliyorsun ki vücudunun akibetini. 10 yaşında ergenliğe girer, 12'sinde de Reina'ya. Bu mudur istekleri acaba? Batuhan'ın -yetenekli olsun ama olmasın- harcanıp gittiğini göremiyor muyuz acaba? Hangi aşamada şımardı sizce? Kendimi düşünüyorum, bana 10 yaşımda gelip Man. Utd teklif yapsa arkadaş filan tanımam. SBS veya ÖSS?.. Çok beklersiniz. Arkadaşlar gitti, eğitim gitti. Ama en iyi arkadaşın, sana hayatı öğretecek şey hala orada, Old Trafford'un çimleri. Hayırlı olsun, başka ne denebilir ki. Şu aşamaya kadar geldik artık, annesinin karnını tekmeleyen bebektir sonraki hedef.

Hiç yorum yok: