9 Ekim 2008 Perşembe

BKM Mutfak 2. Sezon


Dün başladı, izledik. Açıkçası ilk iki skeç (Kadavra ve Anneler) vasattı. Güldürmedi değil ama önceki sezona göre zayıf başladı baya. Korktum, acaba malzeme mi bulamıyorlar, böyle mi devam edecek diye.. Neyse ki gerçek yüzleri Tabu oyununun konu alındığı skeçle birlikte ortaya çıkmaya başladı. Yüksek tempolu, çok eğlenceli bir skeçti. Kadın sürücü adayıyla ilgili skeçte günün zirvesini yaptılar zaten. Ardından gelen Ersin Diskoda temalı ve Romeo ile Juliet skeçleriyle yine biraz daha düzlüğe çıktılar ama güzel skeçlerdi yine. Kısacası şu kısır televizyon ekranında her türlü gider yeni sezonda...

Yalnız seyirciden rahatsızım. Güzel skeçlerde bokunu çıkarıyorlar. Her komik sahneye alkış, alkış.. Oyunun devamlılığı aksıyor, seyir zevki kaçıyor.

5 yorum:

Enes dedi ki...

BKM Mutfak ilk sezonu ne yalan söyliyeyim beğenerek seyrettim...

Fakat yaz süresinde oyunların orjinini araştırınca bir çok çalıntı materyal olduğunu farkettim...

Şu taksici vardı hatırlarsınız "ben azrail" diye gelen adam direk çalıntıydı. Dün kü bölümde 4-5 espri direk yabancı dizilerden arak...

Hevesim kaçtı diyebilirim.

Çağlar dedi ki...

Ben de farkındayım da bu kadar mükemmelliyetçi olmanın, üstelik böyle bir konuda ne gereği var? Eleştirmen misin, not mu vereceksin? Çalıntıysa çalıntı, ben o anda gülüp eğlenebiliyorsam izlerim, bitmiştir. "Aman bunlar da hiç özgün değil" mantığının ne gereği var?

Enes dedi ki...

Herkesin yapımlara bakışı farklıdır Çağlar...

Bak mesela Alien Shooter Vengenca diye epey beklediğim bir nostalji kokan bir shoot'em up vardı. Kapağı yayınlandı ilk.. baktım ki Alien vs Predetor 2'nin kapağını araklamışlar. O dakika artık o oyunu oynamam ben..

Ortaya konulan "şey" özgün değilse benim için hiçbir değeri yoktur.

Senden düşünelim... hiç buraya kendi yazmadığın bir yazıyı koydun mu? Koymadın... Çünkü yaptığın iş bunu gerektiriyor. "Aaa bu yazı çok komik be.. bloga kendi yazmışım koyayım yarılır millet" diye bir düşünce içine hiç girmemişsindir eminim. Soyunduğun işte yetenekli ve yaratıcı isen, kendine güveniyor isen eserini koyarsın ortaya.. Beğenilirse sevilir devam edersin.
Beğenilmesse zaten ısrara gerek yoktur...

Adsız dedi ki...

Abi ikisi farklı şeyler yalnız... Biri direk çalmak, diğeri ise esinlenmek. Elbette Hollywood önde bizden, herkesin seyrettiği yapımları ortaya çıkarıyorlar ve sonuçta bu oyunları yazanlar da oradaki nesnelerden özenebiliyorlar, doğal bir durum bana kalırsa.

Türkiye'de bir tane özgün program var mıdır ki? Belki Tribün Ateşi...

Tabii yine de esinlendikleri şeye bağlı, ben hiç farketmedim, bir yazarsan o zaman derecesini daha iyi anlamış oluruz...

Çok güzel iş yapıyor bu çocuklar, epey gülüyorum her bölümde. Yalnız Çağlar'ın seyirci konusundaki rahatsızlığına imzamı atarım, olacak iş değil. Umarım en kısa zamanda bir çözüm bulurlar. Bir de nedense Eren'i sevmemeye başladım, itici geliyor ana karakterlerden olmasına rağmen, sevmedim bir türlü oyunculuğunu, var mıdır acaba hemfikir olan benle?..

pclion dedi ki...

Bir de anıra anıra gülen şişman bir abla vardı, cam bölmeye mi alırlar ne yaparlar bilemem ama bir çözüm bulunmalı.

Skeçlerin fazlaca Ersin Korkut'a dayalı olması beni rahatsız etmeye başladı. Çok iyi oynayan yan karakterlerin paradoksudur bu, ön plana çıktıkça karakterin ruhundan uzaklaşırlar ister istemez. Umarım bu konuyu iyiden iyiye abartmazlar...