3 Ekim 2008 Cuma

Seçimler


Amerika'nın gündemindeki ana maddelerden birisi başkanlık seçimi, epey az bir süre kaldı sonuçta. Bu süreç içinde birçok kolaylık sağlanıyor vatandaşlara, nasıl oy kullanacaklarıyla ilgili. Onlardan bahsedelim biraz.

Öncelikle olayın siyasi yönüne girmeyeceğimi belirteyim, blog'da bu tarz konuları konuşmuyoruz zira. Ayrıca burada sadece işlemleri övüyorum, yoksa adaylar fiyasko...

1-) Presidential Debate

En beğendiğim olay açık ara. Türkiye'deki sayısız partileri gördükten sonra hele de... Kim biliyor neye, kime, neden oy verdiğini bizde? Neden hiç karşı karşıya gelemez bu adaylar. İşte, bu konuda çok işe yarayan bir olay bu. Hem başkan adaylarını, hem de başkan yardımcılarını kıyaslayabileceğimiz bir oturum. Fikirlerini ve hedeflerini açıklıyorlar; katılmadıkları noktalarda sataşıyorlar, vatandasş da kendisine uygun olanı seçiyor böylece. Sağlıklı bir seçim için şart olan birşey bence.

2-) İnternet

Elbette birçok araç gereç kullanılıyor ama internet epey öne çıkıyor bu konuda. Başkanların resmi siteleri olağanüstü bilgilerle dolu. Her türlü sorunuza cevap bulabiliyorsunuz. Bundan da öte, bazı resmi web siteleri var yine bu 2 tarafın karşılaştırıldığı. Çok önemli tabii ki, bir nevi yukarıdaki maddenin İnternet versiyonu bu da.

3-) Oy kullanımı

Bilgisayardan yapılan bir seçim... Başka söze gerek var mı ki?


*****

Bundan öte, seçim finaline geliş de cidden örnek alınası bir durum. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler var bildiğiniz üzere. Ama, sağlıklı bir seçim adına, bu gruplar önce kendi aralarında ayrılıyorlar. Bir nevi; Türkiye'de yapılsa, sağdan bir parti-soldan bir parti, toplamda 2 parti çıktığını düşünün. Daha sonra da halk bu iki partiden birini seçiyor... Tabii söyle değişik bir olay da var ki, partinin değil kişinin seçilmesi. Bu da daha iyi bir sonuç çıkartıyor seçim sonunda, al gülüm ver gülüm hesabı.

Çok önemli bir durum... Burada başta da dediğim gibi siyasete girmek istemiyorum ama girmiş olacağım biraz; Türkiye'nin en büyük sorunu bu. Burada önemli olan kimin kazandığı değil benim için. Eğer demokrasinin hükmettiği bir ülkeyse Türkiye, seçim şu tarz olmalıdır. Öbür türlü, 'x' tarz parti tek başına girecek, bu bakımdan hakettiğinden fazla oy alacak, 'y' partisi ise alfabenin diğer harflerinin kodladığı partilerle beraber girecek ve oylar bölüşüldüğü için hakettiğinden az oy olacak. Dediğim gibi, bu benim için bir tercih meselesi değil. Bir eşitlik meselesi... Sonrasında çoğunluğu kazanmış partinin idare ettiği ülkedeki vatandaşların büyük bir çoğunluğu, içinde oldukları durumdan ötürü isyan ediyorlar. Hak veriyorum, oy boşa gitmiş oluyor. Bu halde vatandaş görmek istediğini değil, görmek istemediğini engellemeye çalışıyor. Ee seçim mi diyorduk...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

büyük bi amerikan hayranligi var sende bayaa bayaa..

caglar gibi ilginc konular secsen aradada blog eski haline donse biraz...

Spicoli dedi ki...

Bence Amerika ile ilgili yazilar su ana kadar gayet iyiydi,yapis yapis bir özentiden daha ziyada konuyla ilgili bilgilendirmeler seklinde bence durum.özellikle su ülkelerin karsilastirildigi gayet bilgilendirici bir posttu hatirlamisken tesekkür edeyim.

Nacizane kendi fikrim tabi bunlar.

Adsız dedi ki...

@ isimsiz;

sağol eleştirin için. Amerikan hayranlığı yok. Güzele hayranlık var. Oysa konu hakkında ufacık bir bilgin olsa, adayların ne kadar salak olduğunu ve onlardan ne kadar nefret edildiğini bilirdin.

yine de dediğim gibi sağol eleştirin için, artık güzel bulduğum şeyi kötülerim burada. tabii öncelikle senden şu 3 şeyin neden kötü olduğunu, hayranlık duyulası şeyler olmadıklarını anlatmanı isteyeceğim.

burası kişisel bir blogdur ve Çağlar'ın yazış stili, konuları alışkanlık yaratmıştır. Bunu bozamam ben, bozmam, bozmayacağım. Çağlar nasıl Amerika veya yurtdışı hakkında bana göre bilgisizse, ben de Türkiye'deki konular hakkında ona göre bilgisizim. Buradaki farktan çıkıyor konu farklılığı.

@spicoli;

sağolasın, anlayışın için. eleştiriler sınırını aşabiliyor bazen işte. Oysa Amerika değil Türkiye hakkında bu yazı. Kötü uygulamaya iyi örnek buluyoruz sonuçta. Zaten 3 ülkeyi karşılaştırdığım yazının ilk 3-4 paragrafını okumadığı kesin arkadaşın, bu tarz bir eleştiriye de ne yazık ki değer veremiyorum onu okumayıp bu tarz bir yargılama yaptığı için. Neyse, sağol tekrardan.

****

Dediğim gibi, eleştiriniz varsa lütfen yazın, olumlu olsun olmasın. Ama yukarıdaki 'isimsiz' şahsın yaptığı gibi, bir tarafı bir tarafa uymayan birşey olmazsa daha iyi olur.

Sağlıcakla.